10 Aralık 2009 Perşembe

Sütten sonra Yoğurt...



Görüldüğü üzere süt ürünlerinden devam ediyorum. (mandıra falan mı açsam n'apsam?:P)
Yaklaşık 1 yıldan beri yoğurdu evde kendim yapıyorum. Peki neden diyeceksiniz?( diyin diyin, ben olsam "işin mi yok?"derdim kesin:))
Bundan yaklaşık bir yıl önce-sanırım bir şubat ayıydı- bir sabah gazeteyi açtım ve şöyle bir haber gördüm:
"YOĞURTTA HİLEYE İZİN VERİLİYOR"

"Neymiş ki bu?" diyerek okudum ve o günden sonra da "Yoğurdu da yaparım ulen!" diyerek aldım elime tahta kaşığı başladım göle maya çalmaya:P
Şaka bir yana arkadaşlar,olay şundan ibaret: Yine kimlerin ceplerine ne paralar girsin diye Yoğurt Yönetmeliğinde 2 değişiklik yapıyor bizi düşünenler(!).
Tebliğ şu şekilde:
"Yoğurt Tebliğindeki Değişiklik    
03.09.2001 tarihli 24512 Sayılı Resmi Gazete yayınlanan Fermente Sütler Tebliği’nde yoğurt bileşimindeki süt proteini için ağırlıkça en az  %4, yağsız kuru madde için ağırlıkça en az %12 olması zorunluluğu getirilmişti. Ancak, 16 Şubat 2009 tarihli 27143 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ilgili Tebliğ değişikliğinde, yoğurtta bulunması zorunlu olan süt proteini oranı ağırlıkça %4’den %3’e düşürüldü. Yoğurdun bileşiminde ağırlıkça en az %12 olması gereken yağsız kuru madde zorunluluğu ise kaldırılmıştır."
  Peki bu ne demek oluyor? Bu şu demek oluyor; Zaten şunun şurasında işlenmiş ürünler, rafineri gıdalar derken tam anlamıyla vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılayacak bir avuç gıda varken yoğurttaki protein oranını hangi akla hizmet düşürürsün? Bunun dayanağı nedir? gibi bir sürü soru belirdi kafamda. Tabii ki adamların vereceği mantıklı bir cevap yok ama bu değişikle neler olabileceği kısaca şöyle açıklanmış;



"Konuyla ilgili bilim insanları ve uzmanların görüşlerine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili tebliğlerde yapmış olduğu değişikliklerle çiğ sütün sulandırılmasının ve doğal yoğurtta kullanımı yasak olan katkıların kullanılmasının yolu açılarak, firmalara hile yapma ve daha çok kar yapma olanağı sağlamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Tarım Örgütünün belirlediği standardın altına düşerek çiğ sütte ve yoğurtta yağsız kuru madde zorunluluğunu kaldıran, yoğurttaki süt proteini oranının düşüren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sütün ve yoğurdun besin değerinin ve kalitesinin düşmesine, sağlık açısından risk ve tehlike oluşturabilecek katkı maddelerinin kullanılmasına neden olmuştur.
Bu uygulama ile ülkemize özgü olan geleneksel yoğurt, yani “Türk Tipi Yoğurt” ortadan kaldırılarak toplum ve tüketiciler firmaların daha çok kar elde edebilecekleri yoğurt tipine yönlendirilmek istenmektedir.
Bu uygulamayla tüketiciler kullandıkları hazır yoğurtta %25 daha az protein alacaklardır. Yoğurdun besleyicilik değeri düşecektir. Diğer taraftan, sütlerin bileşiminde yağ dışında bileşimle ilgili hiçbir kriterin Tebliğde olmaması her türlü hileye yol açacağından proteinsiz sütün üretilmesine de neden olunacaktır. Tüketiciler aldatılacak, sağlıkları olumsuz yönde etkilenecektir. Toplumun beslenmesine büyük bir darbe vurulacaktır.
Bu uygulama kalitesiz süt tozu ve çeşitli katkı maddelerinin ithalatını ya da çeşitli yollardan ülkeye girişini arttıracağından süt hayvancılığına ve ülke ekonomisine büyük bir darbe vurulacaktır. Çiftçi, tüketici ve ülkemiz çok büyük zarar görecektir."


Evet görünen o ki kuzucuklar, yurdum topraklarındaki her değişim bizi ileri götüreceğine işlerin daha da b.ktanlaştığını görüyoruz, "Herkes gider Mersin'e biz gideriz tersine." lafının ayaklı örneğiyiz toplumca. Canımız sıkılıyor mu? Kendi adıma benim canım çok sıkılıyor. Ama hiç bir şey yapmamaktansa kendimce bir takım kararlar alıp bunları uyguluyorum en azından. Ha ben yoğurt almıyorum diye koskoca Danone batar mı bilemem ama ben en azından içinde ne olduğunu bildiğim bir yoğurt yiyorum, onun gönül rahatlığı yetiyor şu an için bana. Siz tabi ki "Ohoo, ben kim, yoğrt yapmak kim?" diyebilirsiniz -ki işin komik yanı bundan 3 sene önce birisine "Derya yoğurt mayalıyormuş, kendi ekmeğini de kendi pişiriyormuş." deseydiniz muhtemelen "Eheh komik şey, gizli kamera nerde el salliyim" derdi:)))
Ha yoğurt yapamayacaklar için de (ben onlara üşengeç diyorum:P) şöyle bir tavsiyede bulunulmuş:  "Etiketinde; protein oranının en az %4, kuru madde oranının en az %12 olduğunu yazmayan ambalajlı yoğurdu almayın."

Ben yoğurt almadığım için kutuların üzerinde böyle ibareler var mı tam bilemiyorum, siz alırken kontrol edebilirsiniz.
Gelelim benim nasıl yoğurt yaptığıma. Öyle çok da ahım şahım bir şey değil, gözünüz korkmasın, ben sadece 1 kere tutturamadım kıvamı, o da sanırım çok az yoğurt koymamdandı.
2 ltlik cam bir saklama kabım var (plastik kullanmayın, sıcak süte temas eden plastiğin bir kısmı eriyip yoğurda karışıyor imiş.) 2 li lik sütümü (SEK'in günlük pastörize sütünden mayalıyorum yoğurdumu) mikrodalgada iyice ısıtıyorum (ama asla kaynatmıyorum) Yoğurt mayalamak için ideal sıcaklık şöyle ölçülüyor; serçe parmağınızı süte daldırıp da 7 sn boyunca tutabiliyorsanız ideal sıcaklıktasınız( yaklaşık 40-45 derece civarında). sonrasında 2 lt süt için 4 yemek kaşığı yoğurt koyuyor ve TAHTA kaşık ile karıştırıyorum(evet sıcak mayalanmış sütü metalle temas ettirmezseniz daha başarılı sonuç alıyorsunuz) Sonra da kabımı bir battaniyeye sarıp odanın bir köşesine (kışın kalorifer peteğine yakın bir yere) koyup 5 saat bekletiyorum. İdeali 4 saat diyorlar ama ben bir kaç kere 4 saat bekletip tam kıvamında yoğurt yapamadığım için 5 saat bekletiyorum (çok da fazla bekletmeyin yoğurdu ekşi yapıyor.)
Ben genelde geceden yapıp sonra dolaba kaldırıyorum ve tam 1 gün kaşık değdirmeden dinlendiriyorum(ki yoğurdun tam olması için en az 24 saat geçmeli diyorlar) Ve afiyet olsun:) Yoğurdunuz hazır!
Not: Tabi ki hazır yoğurt gibi kıvamlı, kaşığı daldırdığın yerde kaşığın izinin aynen kaldığı bir yoğurt oluyor bizim yaptığımız yoğurt ama sanırım ben böylesini daha çok seviyorum. Eve yoğurt alıp sonra son kullanma tarihi geçti diye attığım çok olmuştur benim ama yoğurdu kendim yaptığımdan beri hep bitiriyor ve haftada 1 mutlaka tekrar mayalıyorum:) -kendim yaptığım için mi nedir:P
Not 2: İlk yoğurt mayasının Tikveşli yoğurttan mayalamıştım, güzel bir yoğurt olduğu düşüncesiyle:)

Son olarak herkesleri öperim kuzucuklar!
D

2 yorum:

gulsev dedi ki...

Derya, her pazar Kartal tren istasyonunun yanında ekolojik pazar kurulmaya devam edecek. Sürekli olması için yeterli katılım her zaman olur umarım.
sevgiler

Tijen dedi ki...

Ev yoğurdu gibisi var mı Derya? Evet, yanıt gelmiş, her hafta olacak pazar. Ben de kalıcı olmasını diliyorum ama dediler ki Kartal belediyesi çok kararlı ve istekli, pek çok yenilik düşünülüyormuş. Hatta programlar için dev bir çadır da kurulmuş pazarın yanına. Yeri çok merkeziymiş, ulaşımı kolay...

 
Copyright © 2010 Ekim Hasadı. All rights reserved.
Blogger Template by