İlk olarak son 1 haftadır kafayı yeme derecesinde araştırıp kendimce bir takım sonuçlara vardığım süt sorunsalıyla başlıyorum.
Bilindiği üzere yurdum topraklarının marketlerinde, bakkallarda satılan süt üzerinde "Uzun Ömürlü Süt" yazan UHT yöntemiyle paketlenmiş sütler. Bu sütlerin ömrü 4 aydan 6 aya kadar sürmekte. Hem de eğer kutuyu açmazsak, oda sıcaklığında. Oysaki paketi açtığımızda, içinde gayet organik bir gıda maddesi olduğundan bakteri üretmekte ve 1-2 gün içerisinde bozulmakta. Hee , o zaman gelelim şu bozulmayan süt olayına.
Temelde 3 çeşit süt var;
Çiğ süt; Bildiğimiz inek hayvanının memesinden sağılmış süttür kendisi:)
Pastörize Günlük Süt; Hemen hepimiz 80'ler başı çocukları olduğumuz için net hatırlıyoruzdur. Çocukken bakkallardan aldığımız kırmızı alüminyum kapaklı cam SEK şişe sütleri vardı. Hani alır almaz kullanır, ertesi güne mutlaka bitirirdik ki bozulmasın. (İşte SEK bu sütleri tekrardan piyasaya sürmüş-bu konuya tekrar döneceğiz.)
UHT Uzun Ömürlü Süt; Bu sütler de yukarıda bahsettiğim gibi 4 ay dayanma süresi olan pastörize sütler.
Peki bu günlük Pastörize Süt ile "UHT Uzun Ömürlü Süt" arasında ne fark var? Biz neden hep UHT kullanıyoruz?
SEK'in kendi websitesinde şöyle bir tarif geçmekte;
"Pastörize günlük süt, kaliteli çiğ sütün içindeki vitamin, mineral ve enzimlerinin korunarak vücuda zararlı olan mikroorganizmalardan arındırılmak amacıyla 72 derecede 15 sn süreyle pastörize edilip hijyenik ortamda el değemeden paketlenmesiyle oluşur.
UHT Uzun Ömürlü Süt ise yine tamamen teknolojik kapalı ortamda çiğ sütün çok kısa bir sürede (2-4 sn civarı) çok yüksek sıcaklığa çıkarılıp (135-150 derece civarı) soğutulmasıyla elde edilir."
Aslında durum çok basit arkadaşlar; modernleşme, endüstriyelleşme adı altında, aslında işin kolayına kaçmak için üretilen süt çeşididir bu UHT sütler. Sen ne kadar çok ısıtırsan mikropları o kadar öldürdüğün gibi içindeki yararlı organizmaları da öldürürsün ama sonunda raflarda 4-6 ay dayanacak bir süt elde edersin. Ne kadar uzun raf ömrü, o kadar az bozuk ürünün şirkete geri dönmesi demektir düz mantıkta.
Oysaki sen, daha sağlıklı ve vitamini minerali yok edilmemiş süt satarsan raf ömrü sadece 3-4 gün olur ve satılmazsa her 3 günde bir dünyanın sütü sana bozulmuş olarak döner. Bu iş bu kadar basit aslında. Her yolun eninde sonunda paraya çıkması şaşırtıcı olmasa gerek.
Bir de doktor görüşü alalım:P
"Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün raf ömrünü uzatmak için yapılan pastörizasyon ve UHT'nin bazı hastalık yapan bakterileri ortadan kaldırırken, faydalı bakterileri de yok ettiğini söyledi. Sütün içindeki faydalı bakterilerin hastalık yapmadıkları gibi, birçok hastalığı da önlediğini, sütün kesilmesini ve ekşimesini sağladığını ifade eden Aydın, ''Süt, çok faydalı bir içecekken pastörizasoyon, UHT ve homojenizasyonla faydasız bir ürün haline geliyor'' görüşünü dile getirdi."
Benim bir de en çok canımı sıkan şu "Açık süt almayalım, çok sağlıksız, yararından çok zararı var" lafları. Geçenlerde bir yerde karşıma çıktı, şöyle bir yazı kendisi:
""Son günlerde şu Derya Baykal’ın destek verdiği kutu süt kampanyasına kelimenin tam anlamıyla “GICIK” oluyorum.
Derya Baykal gibi toplumun çoğunun gönlünü almış,anne kimlikli bir kadının yanına neydüğü belirsiz ama uzman olduğu belirtilen ama vefekat ne uzmanı olduğu belli olmayan bir adamla ayakkabılarını çıkartmadan kapıdan süt alan şaşkın bir annenin evine dalması gönül almış anne kimliğine pek uymadığı gibi sinirlerimi bozuyor. Hele o kadının ” aa gerçekten mi ne salakmışım bir da kaynatıyorum mikroplar ölsün diye tü tü tüü” diye aptallaşması deli ediyor beni. Yahu aklın yok mu be kadın sormuyor musun “e peki ben yoğurt yapıcam o zaman da kutu sütü kaynatınca ne olcak ?? kutu olduğu için dediğin besin değerleri yok olmayacak mı?? sütlaç falan da yapıyorum saatlerce kaynıyor ??”
Derya Baykal’ın buna destek vermesinden haz etmiyorum.""
Trajikomik değil mi?:) Ve bence aslında en iyisi en doğalıdır görüşünden hareketle bir sıralama yapmamız gerekiyorsa; çiğ süt, günlük süt, UHT kutu süt. Ama tabi ki çiğ süt kriterleri çok önemli. Aldığın sütün hangi çiftlikte ne koşullarda yetiştiğini, nasıl beslendiğini, nasıl sağılıp, sütün nasıl muhafaza edildiği gibi bir sürü detay var önemli olan. Yoksa o milletin bas bas bağırıp "Sokak sütçülerinden süt almayın" lafı boşuna değil ama bu söylemin anlatmak isteğinin o sütün kötü olması değil, tamamen bu hijyenik koşullar olduğunub bilincinde olalım. Bizim gibi şehir insancıkları için biraz zor bir yol tabi bu:) (Gerçi bu hafta ilginç bir şekilde taze ve hakikaten temiz bir yerden günlük çiğ süt alabileceğimi öğrendim, eğer ki alır denersem görüşlerimi de sizinle paylaşacağım.)
Sonuç olarak benim tercihim uzunca bir süredir SEK'in "Günlük Pastörize Süt" adı altında satılan 1 litrelik, marketlerin yoğurtlarla aynı yerde bulunan soğutuculu bölümünde satılan sütleri. (Aynı şekilde satılan Sütaş ve bir kaç marka daha var ama dağıtım ağları sanırım yeterli olmadığından çok seyrek çıktılar karşıma.)
Pühüf, uzun mu yazdim ne?:)
Son olarak, daha çok bilgi almak isteyenler için bir kaç faydalı link gönderiyor ve herkesleri öpüyorum!:)
Çiğ süt vs. Pastörize süt ile kediler üzerinde yapılan bir deney: http://nalanevi.blogspot.com/
Bir doktorun süt üzerine yazdığı bir yazı: http://karyamvedamlam.
0 yorum:
Yorum Gönder