5 Nisan 2012 Perşembe

Hint mutfağının peşinde

Son bir kaç aydır kendime böyle bir misyon edinmiştim; İstanbul'daki tüm Hint restaurantlarına gidecek ve bir gurme edasıyla hepsini test edecektim. Ne de olsa Hindistan'da 15 gün geçirmiş biri olarak artık bir bilirkişi sayılırdım:P 
An itibariyle bu misyonumu tamamlamış bulunmaktayım.
 İnternette araştırınca tripadvisor'a kayıtlı yaklaşık 1500 civarında yemek yenebilecek mekandan 6 tanesinin Hint mutfağı olduğunu görüyorsunuz. Ama bunların bir kaçı bünyesinde Hint yemeği bulunduran vegan-vejeteryan restaurant. Dolayısıyla onları eledim. Amacım gerçek Hint yemeği yapan restaurantları denemekti. Sonunda araya sora, sahiplerinin Hintli olduğu ve sadece Hint mutfağına sahip 5 mekanı gözüme kestirdim. İçlerinden 2 tanesi tripadvisor'da ilk 50'nin içerisinde gösteriliyor. Zaten onlar da benim listemde ilk iki sırada:) Başlamadan önce bilinmesi gereken hususlar var: bi kere Hint yemeği elle yenir arkadaş, bu böyle biline! Oradayken, Avrupalı turistmişçesine yadırgamıştım ama sonra nanları, çapatileri tikka masalaya batıra batıra yedim elbette:) Sonra İsrail'de de humus üzerinde de aynı tekniği uyguladık -orada zaten öyle bir deyiş var :"Humusa metal değmemeli"
Bir de Türkiye'de Hint restaurantlarına gidecekseniz İngilizce bilmeniz şart zira Hintli garson arkadaşlar Türkçe bilmiyorlar:)
Neyse hadi o zaman başlayalım:
1. SWAAD : Swaad Çemberlitaş tramvay durağının hemen yanında. Dışarıdan bakıldığında kendi halinde sıradan bir lokanta görünümünde ve hatta içeriye girdiğiniz vakit bile aynı izlenime devam edebilirsiniz. Her hangi bir dekorasyon kaygısı güdülmeden sıra sıra konulmuş düz beyaz örtülü masalar ve sandalyeler dışında duvarlarda çerçevelenmiş bir kaç Hindistan fotoğrafı ve televizyondaki Hint müzik kanalı dışında buranın bir Hint restaurantı olduğunu gösteren pek bir şey mevcut değil. Babamla bir Eminönü gezisi sonrası O'nu da sürükledim ve içeri girip oturduktan sonra gelen garson "Hoşgeldiniz, yalnız burası Hint restaurantı, biliyorsunuz değil mi?" diye nedense bizi uyarma ihtiyacı hissetti:) Ama ben "2 nan, bi tikka masala" diye sipariş vermeye başlayınca sorduğuna pişman, mahçup bi şekilde yazmaya başladı:) 
Tatlı mısır çorbası olmadığı için iki seçenekten biri olan domates çorbası istedik. Çorbanın içindeki baharatlar dışında bizim domates çorbasından biraz farklı tabii. Ama benim damak tadıma hitap eden kıvamda ayarlanmıştı, ne çok acı, ne çok baharatlıydı. Ana yemek olarak da Chicken Tikka Masala ve veg biryani söyledik birer porsiyon ortaya. Zaten porsiyonlar kocaman olduğu için-hele ki biryaniyi resmen tepeleme getiriyorlar!- iki kişiyi rahat rahat doyuruyor. Tabi ki tikka masalanın o leziz sosuna banabilmek için 2 de nan söyledik. Nan, bizim bazlama ile lavaş arası bir ekmek ve sade, tereyağlı, sarımsaklı(içine taze sarımsak koyuyorlar ve benim favorim!) gibi çeşitleri var. Nan olayı önemli bir mevzu çünkü Hindistan'da pek çatal kaşık kültürü olmadığından soslu yemekler ekmekle yeniyor. Önce nanı uygun açıyla kıvırıyor, ardından tavuk parçalarını yakalamak üzere sosa daldırıyorsun. Zaten bir Hint restauratına gittiysen elle yemeyi göze alacaksın. Ben bu konuda hiç bir sıkıntı yaşamadan, bayağı parmaklarımı yalaya yalaya yiyorum:) Son olarak da havuç ve kaju ile kavrulmuş helva ile sütlü masala çayımızı içip ziyafetimizi sonlandırdık. Kelimenin tam anlamıyla bir ziyafetti bu arada. Herşey dört dörtlüktü, sipariş verdikten sonra bir 10-15 dakika beklesen de- çoğu şeyi size özel pişiriyorlar, hazırda pek bir şey yok-beklediğine değiyor. Yemeklerin acı miktarını önceden sormaları da bir artı. Hindistan'da acıdan gözleri yuvalarından fırlayan biri olarak buradaki acı miktarının Türkiye'ye uyarlandığını söyleyebilirim sanırım. Ama dediğim gibi Swaad dekorasyonda pek başarılı olmasa da lezzette kesinlikle bir numaram! http://www.swaad.com.tr/

2. MUSAFİR: İkinci Hint lokantamız Taksim'de. Gezi Parkı'ndan kendinizi Harbiye'ye sallayın, hemen solda kalıyor. İçeride 6-7 masa mevcut, çok büyük bir yer değil. Ama rengarenk dekorasyon, simli pullu örtüler ile "Hah şimdi oldu, burası Hint restaurantı." dedim girer girmez. Zaten bir baharat kokusu da karşılıyor inceden, ama şu ağır ağır kokanlardan değil:) Emre'yle bir akşam yemeği için gittiğimizde içeride 3-4 kişi vardı ve tabi ki hepsi Hintliydi ama oturduğumuz süre boyunca bir kaç Avrupalı turist de geldi. Hint restaurantlarının akibeti bu herhalde, pek Türk müşterisi yok ki buradaki garson da oturup hangi çorbalar var diye sorduğumuzda ekliyor "Yalnız burası Hint mutfağı":) Neyse ki burada muradıma eriyor ve tavuklu tatlı mısır çorbası sipariş ediyorum. Emre de sebze çorbası istiyor ama ona gelen, içinde kocaman sebze parçalarının olduğu su kıvamındaki çorbadan pek tat almıyor. Benim çorbam güzel ama. Ardından da ortaya Chicken Tikka Masala ve sebzeli biryani söylüyoruz yine. Bu sefer yine çok yediğimizden olacak, tatlı ve çayı es geçiyoruz. Burada da yine Swaad'daki gibi nasıl acılı istediğimizi soruyorlar. Bu arada fiyatlar Swaad'a oranla biraz daha fazla. Çay ve tatlılar olmadan yine Swaad'taki gibi bir miktar ödüyoruz, kişi başı 30 Tl civarında. Ama lezzet açısından Swaad kadar iyi olması sebebiyle bundan sonra Taksim'e gittiğimde yemek yenilecek listemde üst sıralarda artık kendisi. http://www.musafirindian.com/

3. DUBB: Üçüncü sırada Sultanahmet'te 2 şubesi bulunan ve bizim bunlardan birini denediğimiz Dubb var. Dubb "ethnic restaurant" diye geçiyor çünkü bünyesinde hem Hint hem de Çin mutfağını barındırıyor. Çin'le işim yok tabi benim, direkt Hint tarafında ne var ne yok diye menüyü yokluyorum. Bir kere listede 3. sırada olmasının sebebi kötü olması değil, menüde Chicken Tikka Masala'nın olmaması. Onun yerine Butter Chicken alıyorum, yine benzer bir sos içinde gelen marine edilmiş tavuk parçaları ve pek de lezzetliydi. Nan ile tabağı resmen silip süpürdüm:) O esnada ben butter chicken'ımla bir nevi aşk yaşarken çapraz masada oturan Amerikalı teyze ile göz göze geliyoruz ve sanırım benim önümdeki tabakla olan tutkulu ilişkimden olsa gerek gülümsüyor. Ve evet, burada da durum farklı değil, Senem'le ben mekandaki yegane Türkleriz. Sonradan gelen herkes turist. Bu arada burada başlangıç olarak çorba yerine ince yufkaya sarılı patates püresi ve bezelyeyi Samosa ile, nohut unun kaplanarak kızartılmış sebze parçaları olan veg pakora alıyoruz ve her ikisini de beğeniyoruz. İkisi de kızartma olmasına rağmen hiç de ağır değiller. Yalnız uyarmam gerekiyor, artık Sultanahmet turistik olduğundan mıdır, yoksa restaurantın gerçekten de başarılı ambiyansından mıdır bilemiyorum ama fiyatları tüm mekanlar içinde en pahalı olanıydı. http://www.dubbindian.com/

4. TAJ MAHAL: İnternette araştırdığınızda karşınıza çıkan bu mekanın Pakistanlı Zia Mehmood tarafından işletildiği ve harika yemekleri olduğu yazmakta. Eskiden hem Cihangir hem de Tünel olarak iki şubesi bulunsa da şu an sadece Tünel şubesi açık. Buraya da Bangladeş'te yaşayan ve Türk yemeklerine hasret bir şekilde İstanbul'a beni görmeye gelen kardeşimi sürüklüyorum. Eee yıllardır Bangladeş'te olması sebebiyle O da Hint mutfağına bayağı hakim, hatta Zia amcayı "Ama onun içinde bu olmamalı, bu böyle değil ki" diyerek zorluyor:) Başlangıç olarak ıspanaklı, zencefilli bir çorba alıyoruz ama acı miktarı biraz fazla geliyor. Yine de fena değil. Ama asıl sorunu Tikka Masala'da yaşıyoruz çünkü onun menüsünde olan Tikka Masala bizim istediğimizden tamamen farklı, ızgara gibi bir şey. Dolayısıyla yarı Türkçe yarı İngilizce derdimizi anlatıyor, bizim istediğimize benzer sosa sahip başka bir tavuk seçiyoruz. Fakat yerken görüyoruz ki, sos başka ama içindeki tavuklar tikka masala sosunda marine edilmiş ve benim neredeyse emin olduğum kırmızı gıda boyası kullanılmış. Tavuğu ısırdığında dış çeperinden içeri sızan bir pembelik mevcut ve bu hiç bir domates salçasının yapacağı türden bir şey değil. Aynı durum aşağıda okuyacağınız Tandoori'de de oldu maalesef. Dolayısıyla bu durum tüm iştahımızı kaçırdı. Biryanisi iyi olsa da tavuklar hem gıda boyası hem de sertliği yüzünden testi geçemedi maalesef. Bir de sosun ayrı renk, tavukların ayrı renk oluşu mevzuu var tabi. Fiyatlar ise Musafir ayarındaydı. 2 kişi 60 tl civarında ödedik ama pek de hoşnut ayrılmadık.  www.tajmahal-istanbul.com

5. TANDOORİ: Listemin beşinci sırasındaki Tandoori Beşiktaş'tan Nişantaşı'na çıkan cadde üzerinde. Baştan söyleyeyim; benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Tatlı mısır çorbasının acısı belirtmeme rağmen normal sınırların üzerinde olsa da fena değildi ama sonrasında gelen Chicken Tikka Masala hem aşırı (hakkaten aşırı) acıydı hem de sosta baharattan ziyade kırmızı gıda boyası vardı! 2 parça yedikten sonra zaten devam edemeden restaurattan ayrıldım. Genizda kalan aroma baharattan çok gıda boyasının kimyasal konusuydu. Tek iyi şey sarımsaklı nan idi, gerçi onun da sarımsağı biraz fazlaydı. Maalesef mekanın dekorasyonu güzel olsa da benden kesinlikle geçer not alamadı. Gıda boyası ne kardeşim?! http://www.tandooriistanbul.com/ 

Final şarkımız da Aerosmith'ten geliyor, "Taste of India" :)  http://www.youtube.com/watch?v=EhEfv_UE-1o


0 yorum:

 
Copyright © 2010 Ekim Hasadı. All rights reserved.
Blogger Template by